saltuklular
beni sizler yaratmadınız ALLAH yarattı  
  Ana Sayfa
  TRAVIAN
  İletişim
  Ziyaretşi defteri
  KNIGHT
  pkk KAMPINDAKİ terörise
  SÖZ
  Manzara
  GS tezahüratları
  KAYSERİ SPOR
  FENERBAHCE
  GİR KANKA
  TÜRKÇE
  MATEMATİK
  FEN VE TEKNOLOJİ
  SOSYAL BİLGİLER
  TEKNİK
  FORUMTR
  UFOCU
  ANKETT
  SBS
  GALERİMİZ
  SVDİĞİNİZ NEDİR?
  SELÇUK MAŞLAK
SOSYAL BİLGİLER

SOSYAL BİLGİLER İLE İLGİLİ HERŞEY

sosyal lerbilim dünyanın ve yaşamın insanî ve toplumsal yönlerini inceleyen bir aikademk disiplinler grubuna verilen addır.

türkiye'de zaman zaman sözel bilimler olarak da anılırlar. sosyal lerbilim sanat ve beşeri bilimlerden insanlığı incelerken, nitel ve nicel metotlar dahil olmak üzere daha ziyade bilimsel metotların kullanımını içermesidir. inter-disipliner dalların çoğalmasıyla, sosyal lerbilim ve sosyal lerbilim dışındaki bilimler arasındaki sınırlar büyük oranda muğlaklaşmıştır; nöropsikoloji dalı buna örnek teşkil edebilir.

sosyal bilim dalları, sosyal lerbilim başlığı altında genellikle aşağıda listelenen bilim dalları incelenir.

antropoloji
iletişim bilimi
ekonomi
eğitim bilimi
coğrafya
tarih
uluslararası ilişkiler
dilbilim
siyaset bilimi
psikoloji
sosyoloji
müzikoloji

+ + +

sosyal lerbilim: insanları ve toplumu ilgilendiren konuları içeren dallar.
örn: sosyoloji, psikoloji.

+ + +

detay:
sosyal lerbilim-insan bilimleri

psikoloji, sosyoloji, sosyal antropoloji, tarih ve siyaset bilimi sos- yal bilimler ya da insan bilimleri grubuna girerler. bu bilimlerin ortak özellikleri insan davranışını çeşitli yönleriyle ele almalarıdır. örneğin psikoloji tek tek bireylerin davranışı üzerinde dururken, sosyoloji sosyal grupların davranışları üzerinde durur. sosyal lerbilimin konusunu anlamak için insan davranışını anlamak gerekir. çünkü sosyal lerbilim, insanı fiziksel ve biyolojik yönden değil "davranışlar" yönünden ele almaktadır. insan davranışları değerler, inançlar, istekler, fiziksel ve sosyal ihtiyaçlar, kültürel normlar, eğitim, alışkanlıklar gibi genel unsurlarca belirlenir. öyleyse sosyal lerbilim, insan davranışının bu unsurlarca nasıl yönlendirildiğini veya etkilendiğini anlamaya yönelik bir çalışmadır.

insanlar benzer fiziki çevrede yaşıyor olsalar bile bu fiziki çevrede bulunan lnesneere veya varlıklara farklı anlamlar verebilirler. örneğin, birçok insan için kartal sadece bir kuş olarak algılanırken, bir klan grubu için kutsal bir varlık olarak görülebilir. totemi kartal olan bir klan toplumu için kartal sadece sıradan bir kuş değil, klanın üyelerinin tapındığı ve onların davranışlarını belli şekilde etkilediği olağanüstü bir varlıktır. demek ki, insan davranışlarını anlamak ve açıklamak için ona etki eden her çeşit unsuru tanımak ve bilmek gerekir.

sosyal lerbilimin inceledikleri konular itibariyle evrensel değerler taşımalarının mümkün olmayacağını, bu nedenle sosyal lerbilimde genelleme yapmanın zor olacağını söylemiştik. max weber’ e göre genellilik sadece doğa leribilim için arzu edilen bir özelliktir. sosyal lerbilimde bir bilimsel ifade ne kadar genelse o oranda içerikten yoksundur. çünkü her sosyal grup ayrı bir gerçekliktir. bir sosyal grupta elde edilen bulgular daha çok o gruba ait gerçekliklerdir. ancak zaman zaman bilim adamları belli toplumlarda elde edilen bilgileri veya olguları diğer toplumları da içine alacak şekilde genelleme eğilimine girmişlerdir. bazen de bir topluma ait kavram ve değerlerle başka toplumlara ait değer ve olguları açıklamaya çalışmışlardır. c. w. mills bu gerçeği şöyle dile getirmektedir: sosyal lerbilimin ele aldığı değerler, batının sosyal hayatında ortaya çıkmış değerlerdir. diğer sosyal gruplardaki sosyal lerbilimin kavramları batıdan ithal edilmiştir [1]. mesela bizde “aile”, baba-anne ve çocukları, içine alan biyolojik ve sosyolojik bir gerçekliği ifade eder. ancak, evdeki devamlı çalışanlarda aileden sayıldığı gibi bazen bağlı olduğumuz sülaleyi ya da erkeğin hanımını ifade etmek içinde aile kavramını kullanırız. diğer yandan insan kavramı da bizde farklıdır. mesela batıda insan alet kullanabilen ve yapan havyanken, bizde insan allah’ın yarattığı yeryüzündeki en değerli yaratılandır. ayrıca “insanı kâmil” ya da “adam olmak” kavramı bizim kültürümüze has kavramlardır.

aynı gerçeği ş. mardin şu ifadelerle dile getirmektedir: "gelişmekte olan ülkelerin önemli toplumsal özelliklerinden biri, aydınlarının bütün diğer toplum unsurlarından önce batı çağdaş düşüncesini öğrenmesidir. gelişmekte olan ülkenin aydını, böylece bir taraftan kendi kültürünü geri bulmaya başlar ve halk ile bağlarını koparırken, diğer taraftan yeni bir toplum düzenine ihtiyacı şiddetle hisseder”. bu anlayıştaki bilim adamları daha çok "toplum mühendisleri" olarak nitelendirilirler. oysa bilim adamının esas amacı sosyal hayatı değiştirmek değil, onu anlamak ve açıklamaktır. sosyal hayatı değiştirmeye yönelik her uğraş bir değer yargısı taşır.

bilim adamının amacı değer üretmek değildir. bu nedenle bazıları toplum mühendisliği kavramına eleştirel bir gözle bakarlar. c. w. miıls kendi sosyal bilim anlayışını "toplumsal sorunlar üzerinde duruyor gibi görünüp de ’metodolojik’ bir örtü altında bürokratik tekniklerden ibaret bir sosyal bilimcilikten başka bir şey yapmayanların anlayışından bütünüyle farklı" bir anlayış olarak niteler. demek ki sosyal olaylar, ne doğa leribilim yöntemiyle ne de bir mühendis bakış açısıyla anlaşılamaz ve açıklanamaz.

sosyal lerbilimde açıklama yöntemi doğa leribilimndekinden de farklıdır. ancak daha önce de ettiğimiz gibi doğa leribilimnden sosyal lerbilime uyarlanan doğalcı (naturalist) yaklaşım uzun süre sosyal lerbilimde egemen olan açıklama modeli olmuştur. bu anlayışa göre bir sosyal olayın bilimsel açıklamasını vermek, tıpkı doğa leribilimnde olduğu gibi, genel yasa veya yasalara dayanarak söz konusu olayın gerçekleşme koşularını da göz önünde bulundurarak tümdengelimsel bir yolla çıkarım yapmaktır.

dikkat edilirse genel yasalara dayanarak bir sosyal olayı açıklamak sosyal lerbilimde istisnası olmayan yasaların varlığını kabul eder. oysa sosyal lerbilimde istisnası olmayan yasaların varlığını kabul etmek oldukça tartışmalıdır. hatırlanacağı gibi sosyal lerbilimde, doğa leribilimnde olduğu gibi genelleme yapmanın oldukça güç olduğunu söylemiştik. her olayın kendine özgü şartları olabilir. örneğin, sosyal bilimci gelir ve eğitim durumu düşük, genç yaşta evlenmiş, kadının erkeğe oranla daha fazla geliri olan, oldukça farklı sosyal gruplardan gelen evli çiftlerde boşanma riskinin yüksek olduğunu gözlemleyebilir. ancak boşanma riski yaratan şartlara bakarak bir çiftin neden boşandığını her zaman doğru bir şekilde açıklayamayız. bunun için o çifte özgü koşulları bilmek gerekir. bunun içinde çiftlerin sadece fiziki ve sosyal şartlarını değil, onların iç dünyalarını da anlamak gerekir. demek ki, sosyal olayların çok nedenli olmaları onların doğalcı bir yaklaşımla açıklanabilmelerini engellemektedir.

yorumcu yaklaşıma göre ise sosyal bilimin amacı davranışların ve sosyal ilişkilerin anlamını anlamak, metodu ise yorumlamaktır. çünkü bu anlayışa göre, sosyal fenomeni oluşturan kurumlar, aktiviteler, davranışlar özü gereği anlamlıdırlar. bu nedenle sosyal fenomen, onu ger- çekleştiren kişilerin görüş noktasından hareketle anlaşılmalı ve açıklanmalıdır. bir başka deyişle, anlamak ve açıklamak sosyal grubun veya bireyin iç dünyasına girmekle olur. oysa doğa leribilimnde bir nesnenin iç dünyasına girme diye bir şey söz konusu değildir. özetle, yorumcu yaklaşım sosyal lerbilimin hem konusunun, dolayısıyla, hem de metodolojisinin doğa leribilimnden farklı olduğunu vurgulamaktadır.

sosyal lerbilimde kısmen yaygın olan bir başka anlayış da eleştirel yaklaşımdır. daha çok marksist gelenek içerisinden gelen bu yaklaşımcılara göre, sosyal lerbilimin amacı sadece sosyal olayları anlamak değil, sosyal grubu istendik yönde değiştirmek için soysal olayları eleştirmektir. dikkat edilirse eleştirel yaklaşım değer yüklü bir metodoloji özelliği göstermektedir



ğitim Bakanlığı'nca 1998 yılında, ilk elde taslak olarak uygulamaya konmuş olan yeniının, önceki yıllarda belirli bir süre uygulanan programa göre dahaştirildiği ve günümüzün koşulları ile gereksinimlerine uygun duruma getirildiğişlangıcından bu yana ilk ve ortaöğretim kurumlarındağişikliklerine oldukça sık rastlanmaktadır.ğdaş toplumsal yaşamdaki bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin gün geçtikçe ve hızla önemlişması, daha nitelikli insan gücüne olan gereksinimi karşılamada eğitim programlarınınını gerektirir. Bu gereklilik, sosyal bilim programlarındaı bir önceliğe sahiptir. Güçlü bir Sosyal Bilgiler eğitimi, sürekli ve hızlı bir değişimızda, bu değişmelere uyum sağlayabilmede toplumumuza önemli katkı

getirecektir.

Sosyal Bilgiler Program

ve sorumluluklar

dünyay

Amaçlar

ının amaçları dört yönden dile getirilmiştir. Bunlar; vatandaşlık görevleriı; toplumda insanların birbirileriyle olan ilişkileri; çevreyi, yurdu veı tanıma yetenekleri; ekonnomik yaşama fikrini ve yeteneklerini geliştirmektir.ın ayrıntılarına bu dört başlık altında yer verilmektedir.

İ

ça

Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerinin mihver dersler olarak benimsenmesini gerekli

k

lköğretimde Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler, "mihver dersler" olarak kabul edilmiştir. İlköğretimğındaki çocuğun küresel algılama özelliği ve yakından uzağa doğru gelişen dünyası,ılmıştır.

İ

amaçlar

Bilgisi derslerinde, sonra da Sosyal Bilgiler derslerinde, belirli gün ve haftalar arac

f

önemli katk

Dünyam

insanlararas

Son y

yeni yakla

e

lköğretim okullarındaki belirli gün ve haftaların öğretim amaçları, Sosyal Bilgiler öğretimininı ile birbirine oldukça yakındır. Bu okullarda öğrenim gören öğrenciler, önce Hayatılığıylaırsat öğretiminden ve öğretimdeki güncellik ilkesinden de yararlanarak, toplumsallaşmayaı sağlayan bilgileri elde ederler, konuyla ilgili tutum ve becerilerini daha da geliştirirler.ızdaki toplumsal, ekonomik, bilimsel değişme ve gelişmeler insanların yaşamını veı ilişkileri etkilemektedir. Bu etkileme doğal olarak eğitim programlarına da yansımaktadır.ıllarda, Sosyal Bilgiler programının hazırlanması ve geliştirilmesinde kimişımlardan söz edilmektedir. Özellikle, birbirini tamamlayıcı rolü bulunan "küreselğitim" anlayışı ile "toplumsal hareketler" olgusu bu konuda dikkati çeken yaklaşımları

olu

 

şturmaktadır.

Milli E

Sosyal Bilgiler program

da geli

söylenebilir. Cumhuriyet döneminin ba

bu tür program de

Ça

boyutlara ula

titizlikle gelitirilip uygulanmas

ayr

içindeki dünyam

SOMSUR  
   
TRAVİAN  
  |¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯·.·¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯| -->Ne Mutlu Türküm Diyene<-- |___________.·.___________| *´'`°?¸¸.·'´O`'·.¸¸?°´'`* (_¸.·*´'`°?¸'¸?°´'`*·.¸_) ۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۞۩۩۞۩۩۞ ۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۞۩۩۞ ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ! Bir Papa öldü, Hristiyan oldunuz. Bir Hrant öldü, ermeni oldunuz. 1 Günde 15 ŞEHİT Verdik, Hanginiz TÜRK oldunuz!!!! ۞۩۩۞۩۩۞۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۞۩۩۞ ۞۞۞•●•●•●•●•●•●۞۞۞●•●•●•●•●•●۞۞۞ Ben Bir TÜRK'ÜM ! Ben; Orta Asya'dan Türeyen, Anadolu'da Büyüyen, Avrupa İçlerine Yürüyen TÜRK'üm ! Ben; Dağlarda Gemi Gezdiren, Taşlara Destanlar Kazdıran, Tarihi Baştan Yazdıran, TÜRK'üm ! Ben; Adalete, Ben Mertliğe Örnekler Veren, Ölüm - Kalım Savaşına Gülerek Giden, Yeryüzünde Her Murada Eren TÜRK'üm ! Ben; Sancaklara, Tuğlara Baş Eğdiren, Beylere, Paşalara Hil'at Giydiren, Kılıcını Üç Kıt'ada Gezdiren TÜRK'üm ! Ben; Atilla'yı, Yavuz'u, Fatih'i Var Eden, Kralları, İmparatorları Kendisine Yar Eden, Düşmanına Dünyasını Dar Eden TÜRK'üm ! Ben; Şahları, Sultanları Kul Edinen, Altınları, Elmasları Pul Edinen, İncili Kaftanları Çul Edinen TÜRK'üm ! Ben; Zafer Rüyasını Görenlere Saç Yolduran, Hezimete Uğratıp, Ümitleri Solduran, Müzelerde Baş köşeleri Dolduran TÜRK'üm ! Ben; Damarlarında Asil Kanın Aktığı Irkım, Benden Bahseder Destanım, Ağıtım, TÜRK'üm, Ben TÜRK'üm, Taa İliklerime Kadar MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'üm  
Bugün 1 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol